BMGenel Sekreteri, "Onlar bizi yok etmeden önce bu silahları yok edelim. Hiroşima ve Nagazaki'nin korkunç dersleri hafızalardan siliniyor" dedi. Dünya çapında 13 binden fazla nükleer silahla, daha önce hayal bile edilemeyen nükleer çatışma tehlikesinin olasılıklar arasında olduğuna değinen Guterres, "Jeopolitik gerilimler ve Dünyanınbüyük devletlerinin Avrupa’da, Ortadoğu’da, Afrika’da ve Uzakdoğu’da geniş bir alanda ve açık denizlerde, o zamana kadar görülmemiş büyüklükte ve uzun süreli savaşına I. Dünya Savaşı denilmektedir. I. Dünya Savaşına yol açan sebepler şunlardır: 1-Ekonomik Rekabet ve Sömürgecilik: Sömürge edinme ve dış yatırımlarla gelişen ekonomik rekabet IDünya Savaşından sora İngiltere’nin orta doğuda manda altına aldığı devletler hangileridir? Milletler Cemiyeti Genel Sekreterinin Türkiye'yi Milletler Cemiyeti üyeliğine davet etmesi üzerine Büyük Millet Meclisi 1932'de Cemiyete katılma kararı aldı. Avrupa Devletlerinin ekonomik potansiyellerini birleştirerek bir Önceİtalya’nın, ardından Almanya’nın faşizme kayması, 1930’ların başından itibaren Avrupa’da savaş öncesi gerginliği canlandırdı. 1918’den 1933’e dek İngiltere ve Fransa’nın ağır yaptırımı altında bulunan ve Fransa’ya yönelik bir ödün siyaseti izleyen Almanya’nın yerini, 1933’te Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin yönetimi ele Dünyasavaşından yenilgiyle ayrılan Osmanlı imparatorluğu, sadece bir savaşı kaybetmedi aynı zamanda bağımsızlığını kaybederek tarih sahnesinden silindi. 19. yüzyıldan beri yapılan bir çok ıslahata rağmen hastalığına çare bulamayan Avrupa’nın hasta adamı, artık can çekişmekte, son nefesini vermek üzereydi. Vay Tiền Trả Góp Theo Tháng Chỉ Cần Cmnd Hỗ Trợ Nợ Xấu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra dayatılan ağır savaş tazminatları, 1920’lerde Avrupa’da yaşanan genel enflasyon dönemiyle maddî yönden yıkıcı bir savaşın diğer bir doğrudan sonucu birlikte 1923 yılına kadar Alman Reichsmarkında gittikçe artan hiperenflasyona neden oldu. Büyük Buhran’ın 1929’da başlayan etkileriyle birleşen bu hiperenflasyon dönemi, orta sınıfın kişisel birikimlerini yok ederek ve kitlesel işsizliğe yol açarak Alman ekonomisinin istikrarını ciddi biçimde sarstı. Bu ölçüde bir ekonomik kaos, kırılgan Weimar Cumhuriyeti’ni istikrarsızlaştırarak toplumsal huzursuzluğu artırdı. Batı Avrupa devletlerinin Almanya’yı tecrit etme çabaları, Almanya’nın demokratik liderlerini tek başına bırakıp zayıflatarak Alman prestijini yeniden ordu kurma ve yayılma yoluyla geri kazanma ihtiyacını vurguladı. I. Dünya Savaşı’nı takip eden sosyal ve ekonomik kargaşa, Almanya’nın yeni filizlenmeye başlayan demokrasisinin istikrarını etkili bir şekilde bozdu ve Weimar Almanyası’nda çok sayıda radikal sağ partinin kurulmasına sebebiyet verdi. Özellikle Versay’ın ağır hükümleriyle bağlantılı en zararlı durum, genel nüfusun çoğundaki, Almanya’nın, yeni Weimer hükümetinin oluşmasına yardım eden ve Almanların aşırı derecede istediği ancak Versay Antlaşması’yla sonuçlanan barışı bozan “Kasım Suçluları” tarafından “sırtından bıçaklandığı” şeklindeki yaygın görüştü. Almanların çoğu Kaiser’in düşüşünü alkışladıklarını, parlamenter demokratik reformu bağrına bastıklarını ve ateşkese sevindiklerini unutmuştu. Yalnızca Alman sosyalistlerinin, komünistlerinin ve Yahudilerinin, Alman onurunu Alman topraklarına daha hiçbir yabancı ordu ayak basmadan önce utanç verici bir barışa teslim ettiğini hatırlıyorlardı. Bu Dolchstosslegende sırtından bıçaklama efsanesi, 1918 yılında Almanya’nın bir daha savaş başlatamayacağını gayet iyi bilen ve Kaiser’e barış istemesini tavsiye eden emekli Alman askerî liderleri tarafından başlatılmış ve alevlendirilmişti. Bu durum, Almanya’nın kırılgan demokrasi deneyimini devam ettirmeye kendisini en çok adamış hisseden Alman sosyalistlerinin ve liberal çevrelerinin daha fazla itibar kaybetmesine yol açtı. Tarihçi Friedrich Meinecke ve Nobel ödüllü yazar Thomas Mann gibi Vernunftsrepublikaner “aklen cumhuriyetçi” kişiler, ilk başta demokratik reforma direnmişti. Artık Weimar Cumhuriyeti’ni en az kötü seçenek olarak desteklemeye mecbur hissediyorlardı. Yurttaşlarını radikal sol ve sağ arasında kutuplaşmaktan uzaklaştırmaya çalıştılar. Alman ulusalcı sağının, Versay Antlaşması’nı gerekiyorsa zor kullanarak değiştirme vaatleri saygın çevrelerde gitgide ilerleme kaydediyordu. Bu sırada Rusya’daki Bolşevik Devrimi’nin ardından baş göstermesi muhtemel komünist tehdidi ve Macaristan Bela Kun ile Almanya’daki Spartakist Ayaklanma kısa ömürlü komünist devrimi ya da darbe kuruntusu, Alman siyasi duyarlılığının yönünü kesin bir şekilde sağcı ülkülere doğru çevirdi. Siyasi solun kışkırtıcıları, siyasi huzursuzluğa sebep olmaktan ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Öte yandan, kurduğu Nazi Partisi Bavyera hükümetini azletme teşebbüsünde bulunan ve Kasım 1923 Birahane Darbesi’nde “millî devrim” başlatan Adolf Hitler gibi radikal sağ eylemciler, idam cezası gerektiren vatana ihanet suçundan aldığı beş yıllık cezanın yalnızca dokuz ayını hapiste geçirdi. Hapis cezası sırasında, siyasi manifestosu Mein Kampfı Kavgam yazdı. I. Dünya Savaşı’nın, ağır barış şartlarının ve Alman orta sınıfındaki komünist yönetim potansiyeli korkusunun ardından başlayan sosyal ve ekonomik huzursuzluğun yol açtığı zorluklar, Weimer Almanyası’ndaki çoğulcu demokratik çözümleri zayıflatmaya başladı. Bu zorluklar ayrıca, Alman seçmenlerinin en sonunda ve maalesef Adolf Hitler’de ve onun Nasyonel Sosyalist Partisi’nde bulduğu daha otoriter yönetim özlemini de artırdı. Benzer koşullar, en başta I. Dünya Savaşı’nı kaybedenler olmak üzere Doğu Avrupa’daki sağcı otoriter ve totaliter sistemlerin de işine yaramış ve nihayetinde antisemitizme ve bölgedeki ulusal azınlıklara yapılan ayrımcılığa müsamaha gösterme ve göz yumma seviyesini artırmıştı. Sonunda, I. Dünya Savaşı sırasındaki yıkım ve felaket boyutundaki can kaybı, savaşa katılan ülkelerde kültürel çaresizlik olarak tanımlanabilen duruma yol açtı. Uluslararası ve ulusal siyasetçilerin yaşattığı hayal kırıklığı ve siyasi liderlerle hükümet yetkililerine duyulan güvensizlik, dört yıl süren yıkıcı çatışmanın tahribatına şahit olmuş halkın bilincine nüfuz etti. Avrupa ülkelerinin çoğu neredeyse bir genç erkek neslini kaybetti. 1920 tarihli çalışması Çelik Fırtınasında Stahlgewittern savaşın şiddetini ve çatışmanın ulusal içeriğini yücelten Alman yazar Ernst Jünger gibi bazı yazarlar da var olduğu halde, Erich Maria Remarque’ın, cephe hattı birliklerinin yaşadıklarını yansıtan ve savaştan dönüp barış zamanına uyum sağlayamayan, savaşın dehşetini bizzat görmemiş sivil halk tarafından trajik bir şekilde yanlış anlaşılan bir “kayıp neslin” yabancılaşmasını anlattığı 1929 tarihli başyapıtı Batı Cephesi’nde Yeni Bir Şey Yokta Im Westen nichts Neues siper savaşı canlı ve gerçekçi bir biçimde aktarılmıştı. Siyasetçilere ve çatışmaya karşı bu mesafe ve hayal kırıklığı, bazı çevrelerde pasifist duyarlılıkta bir artış geliştirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nde kamuoyu soyutlanma politikasını tercih etti. Bu kadar revaçta olan duyarlılığın altında yatan neden, ABD Senatosu’nun Versay Antlaşması’nı imzalamayı reddetmesi ve Başkan Wilson’ın teklif ettiği Milletler Cemiyeti’ne ABD’nin üye olmasını onaylamasıydı. Almanların bir neslinin bu sosyal yabancılaşması ve siyasi hayal kırıklığı, Alman yazar Hans Fallada’nın Küçük Adam Ne Oldu Sana? Kleiner Mann, was nun? romanında yansıtıldı. Roman, ekonomik krizle işsizliğin pençesinde kıvranan ve aynı ölçüde radikal siyasi sağın ve solun siren şarkılarına dayanamayan “sıradan” bir Alman’ı anlatmaktaydı. Fallada’nın 1932 tarihli romanı, zamanının Almanyasını doğru olarak tasvir ediyordu Ekonomik ve sosyal çalkantıya batmış, siyasi yelpazesinin zıt uçlarında kutuplaşmış bir ülke. Bu kargaşanın nedenlerinin çoğunun kökü I. Dünya Savaşı’na ve sonuçlarına dayanıyordu. Almanya’nın gittiği yol ilerideki yıllarda daha yıkıcı bir savaşa çıkacaktı. Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Alıntı Misafir adlı kullanıcıdan alıntı savaşından önce ortadoğunun siyasi ve sosyal durumu, siyasi haritası ve o süreçteki gelişmeleri Alıntı Misafir adlı kullanıcıdan alıntı 1. Dünya Savaşı'ndan önce Ortadoğu'nun siyasi durumu hakkında bilgi verir misiniz? Alıntı Misafir adlı kullanıcıdan alıntı ? I. Dünya Savaşı veya Birinci Cihan Harbi, 28 Temmuz 1914 tarihinde Avrupa'da başlamış ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere de yayılması nedeniyle "Dünya Savaşı" olarak adlandırılmıştır. Dört yıldan uzun süren savaş, 1918 yılında sona ermiştir. Birinci Dünya Savaşı, Avrupa'da dört merkezi devlete karşı, Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirmi beş devletin bulunduğu, o tarihe kadar görülmemiş ilk dünya savaşıdır. I. Dünya Savaşı Avrupa'da İttifak Devletleri, Bağlaşık Devletler veya Merkezi Devletler diye adlandırılan Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan ile İtilaf Devletleri diye adlandırılan Britanya İmparatorluğu, Fransa ve Rusya önderliğindeki Sırbistan, Karadağ ve Belçika devletleri arasında gerçekleşmiştir. Savaşa sonradan İtilaf Devletleri tarafında İtalya, ABD, Japonya, Yunanistan, Portekiz ve Romanya da katılmıştır. Konunun tamanı için >> tıklayınız Son düzenleyen _KleopatrA_; 13 Şubat 2010 2330 Sebep açık linkler kapatılmıştır. Savaşında Avrupa Devletlerinin Durumu Hakkında , Savaşında Avrupa Devletlerinin Durumu , Savaşında Avrupa Devletlerinin Durumu İle İlgili Bilgiler Savaşında Avrupa Devletlerinin Genel Durumları Avrupa devletleri güçlenmeye devam ederken, Osmanlı Devleti daha da İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik düşüncesi, Osmanlı Devleti’nin dağılmasını hızlandırdı. Sanayi Devrimi 1850 Üretimde kol gücünün yerini makinenin almasıdır. Sanayi devrimi önce İngiltere’de başlamış, daha sonra Fransa ve diğer Batı Avrupa ülkelerinde etkisini göstermiştir. Sömürgecilik’te ileri giden ülkeler İngiltere Hollanda Belçika Fransa Diğer Devletlerin Durumu Rusya Panislavizm siyasetine devam etti İtalya – Almanya Siyasi birliğini geç tamamladığı için ın ikinci yarısında sömürge mücadelesine girişti. ABD ve Japonya Sömürge elde etmek için Avrupa Devletleri ile rekabete girişti. İngiltere İngiltere 1900’lere gelindiğinde dünyanın en büyük gücü konumundaydı. Bu gücü sömürgeler, deniz yolları hakimiyeti, küresel şirketler aracılığıyla, askeri ve siyasi anlamda da sağlamayı başabilmiştir. 1871’ten itibaren Alman İmparatorluğu’nu kendi etkinliğine karşı en önemli tehdit olarak algılamıştır. Çünkü güçlü bir Almanya İngitere için en büyük tehdit olacaktır. Fransa ile sürdüğü ortaklıktaözellikle Kırım Savaşı bir örnektir., Fransa’nın da 1871 yenilgisinden itibaren Alman İmparatorluğu’na karşı olan düşmanlığı belirleyici nokta olmuştur. Yine aynı şekilde Rusya ile Savaşı öncesinde temin ettiği ittifak da, Balkanlar ve Doğu Avrupa’da Rusya’nın Pan-Slavizm Politikası ile Almanya’nın Pan-Germen Politikası karşıtlığı temeline oturmuştu. İngiltere,bir ada ülkesi olması nedeniyle,savunma stratejisini Hollanda ve Belçika’nın Almanya’ya karşı dirençli olması esasına dayandırmaktaydı. Alman İmparatorluğu’nun İngiltere için gerek ekonomik gerekse de siyasi tehdit haline gelmesi İngiltere için tartışmasız bir savaş nedeniydi. Aynı zamanda, sömürgelerin korunması, deniz yollarının kontrol altında tutulması, küresel şirketlerin hakimiyeti ve en önemlisi Ortadoğu Enerji Koridoru’na sahip olmak stratejileri tamamen Alman İmparatorluğu çıkarlarıyla çatışmaktadır. Fransa Fransa 17. yüzyıldan başlayarak 1960’lara dek bir sömürge devleti kimliğiyle var oldu. 19. ve 20. yüzyıllarda dünyanın dört bir yanında edindiği sömürge toprakları Fransa’yı İngiltere’den sonra ikinci büyük sömürge imparatorluğu hâline getirdi. Fransa ve Almanya, 1871 yılından itibaren birbirlerini tehdit olarak için, kaybettiği Alsace-Lorraine bölgesi hem ekonomik hem de askeri açıdan büyük öneme yandan Ren Nehri üzerindeki köprüler ve Belçika’nın güçlü savunmaya sahip olması,Fransa için diğer iki askeri strateji unsuruydu. Fransa için Alman İmparatorluğu, Merkezi Avrupa’da olduğu kadar, sömürgeleriiçin de büyük tehdit Fransız Askeri-ekonomik-siyasi gücünün temeli sömürgeler üzerine kuruluydu. İtalya Savaşı’nın başında tarafsız olmasına rağmen, 1915’te Londra Paktı ile İtilaf Devletleri arasına katıldı. İtalya’ya savaşa girmesi koşuluyla Trento, Trieste, Istria, Dalmaçya ve Osmanlı Devleti’nin bazı bölgeleri vadedildi. Savaş süresince İtalyan askeri yaşamını yitirdi ve İtalya ekonomisi çöktü. Savaşın sonucunda İtalya’ya verilen sözlerden çoğu tutulmadı. St. Germain Antlaşması ile İtalya galip tarafta olmasına karşın yalnızca Trento, Trieste ve Bolzano’yu alabildi. Bu sonuç İtalyan toplumu arasında büyük hoşnutsuzluklara yol açtı. İtalya savaş öncesi dönemde mevcut sömürgelerini korumak isterken, aynı zamanda Ortadoğu,Balkanlar ve Afrika’daki gücünü de arttırmak ile eski düşmanlıkları ve yeni ortaya çıkan durum nedeniyle 1915 yılına kadar ortada bir siyaset takip ederken, bu tarihte itilaf devletleri safında savaşa katılmıştır. Bulgaristan Osmanlı Devleti’nin gerilemeye başlaması ve Çarlık Rusyası’nın da desteğiyle, Balkanların tümünde olduğu gibi Bulgaristan’da da ulusal kurtuluş hareketi alevlenmiş, 93 Harbi’nden yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, Bulgaristan’ı 1878 yılında içişlerinde bağımsız prenslik olarak, 1908 senesinde ise tam bağımsız çarlık olarak tanımıştır. Bulgaristan Krallığı’nın,Balkan Savaşları sonrası konumu,Yunanistan-Sırbistan-Karadağ-Romanya ile batıda Osmanlı İmparatorluğu arasında sıkışmasına yol öncesi dönemde diğer Balkan Devletleri ile olan düşmanlığı,Bulgaristan için Almanya ile ittifaktan başka bir seçenek bırakmamıştır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, karşısındaki en büyük tehdit, Rusya ve Rusya’nın Pan-Slavizm Politikalarıydı. Rusya,Doğu Avrupa’ya ve Balkanlar’a doğru güç alanını genişletmek istiyordu. Bu amaçla gerek Osmanlı içindeki, gerekse de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu içindeki tüm etnik unsurlara-başta slavlar olmak üzere-açık/kapalı destek veriyordu. Öteki taraftan batı tarafının güvenliğini,Almanya ile ittifak ile sağlamlaştıran Avusturya-Macaristan İmparatorluğu,diğer taraftaki Rusya etkinliğini yok etmek istiyordu. Aslında, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun da durumu Osmanlı İmparatorluğu’ndan farklı imparatorluk da kendi geleceklerini tamamen savaş sonunda alınacak bir galibiyete savaş,bir ölüm-kalım mücadelesi idi. Savaşında Avrupa Devletlerinin Genel Durumları Savaşında Avrupa Devletlerinin Genel Durumları hakkında bilgi Savaşı Avrupa Devletlerinin Genel Durumu nedir Savaşında Avrupa Devletlerinin Durumu Konusu Hakkında Sorularınızı ve Yorumlarınızı Aşağıdan Anında Yazabilirsiniz … 1914-1918 seneleri arasına yapılan Birinci Dünya Savaşı, Anlaşma ve Bağdaşma devletlerinin en başta hammadde ve sömürge arayışı olmak üzere pek çok sebeple katıldığı bir savaştır. Osmanlı Devleti başladığı sıralarda tarafsızlığını ilan etse de daha sonra savaşa girmeye zorlanmıştır. Çok sayıda devletin savaşa katılmasının ardından dört sene boyunca devam eden bu savaşta sivil ve asker olmak üzere pek çok insan hayatını kaybetmiştir. Savası Kısaca Özeti Savaşı'nın başladığı tarih 1914’tür. 28 Temmuz 1914 senesinde başlayan bu büyük savaş 1918 senesinde sona ermiştir. Adından da anlaşılacağı üzere dünya tarihine yön veren bu savaşa çok fazla devlet katılmıştır. Dört sene süren Birinci Dünya Savaşı yaşandığı süre zarfında birçok devletin yaşayış ve yönetiliş şeklini değiştirmiştir. Birinci Dünya Savaşı, sanayileşmiş devletler arasında siyasi ve iktisadi egemenliğe sahip olmak amacıyla Anlaşma ve Bağdaşma devletlerinin sömürge mücadeleleri neticesinde ortaya çıkmıştır. Maddi ve manevi büyük zarara uğrayan bu devletler kendi çıkarları doğrultusunda anlaşma yaparak Savaşı’nın zararlarını en aza indirmeye Dünya Savaşının Tarafları ve Cepheleri Savaşı’nda taraflar İttifak ve İtilaf Devletleri olmak üzere ikiye Devletleri Bağdaşma devletleri olarak da bilinmektedir. Almanya, İtalya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan. İtalya İlk başta bağdaşma devletleri içerisinde yer almıştır. Fakat daha sonra tarafsız olacağını söylese de 1915 senesinde Anlaşma devletlerinin yanında savaşa katılmıştır. İtalya’nın bu tutumu savaşın seyrini Devletleri Anlaşma devletleri olarak da bilinmektedir. İngiltere, Fransa, Çarlık Rusya, İtalya, Yunanistan, Sırbistan, Belçika, Portekiz, Japonya ve ABD. Savaşı başladığı esnada tarafsız olan ABD 1917 senesinde gelindiğinde savaşa katılmıştır. Anlaşma devletleri yanında savaşa giren ABD, hem savaşın seyrini değiştirmiştir. Hem de savaşın hızlanmasına sebep Savaşı’nın cepheleri de Taarruz ve Savunma Cepheleri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin bağlaşıklarına yardım amacıyla açtığı cepheler de Cephesi Taarruz cepheleri içerisinde Kanal Cephesi ve Kafkasya Cephesi yer almaktadır. Kanal Cephesi, İngiltere’nin sömürgeleriyle olan bağlantısını kesmek amacıyla Mısır’da açılmıştır. Ancak Osmanlı Devleti burada başarısız olmuştur. Kafkasya Cephesi ise Osmanlı ordularının Çarlık Rusya ile karşı karşıya geldiği cephedir. Kafkasya cephesi Osmanlının yenilmesine rağmen toprak kazandığı tek Cepheleri Çanakkale Cephesi, Irak Cephesi, Suriye-Filistin Cephesi ve Hicaz-Yemen Cephesi savunma cepheleri içerisindedir. Çanakkale Cephesi, Rusya’ya yardım girmesi engellenmesi amacıyla açılmıştır. Irak Cephesi de Rusya’ya giden yardımın engellenmesi amacıyla açılmıştır. Suriye-Filistin Cephesi ise kapanan son yardım amacı ile açılan cepheler Romanya Cephesi, Makedonya Cephesi ve Galiçya Cephesidir. Birinci Dünya Savaşının Nedenleri Savaşı'nın en mühim sebebi Fransız İhtilalinin getirdiği milliyetçilik düşüncesidir. Savaşın diğer sebepleri ise Sanayi İnkılabının getirdiği sömürgecilik anlayışıdır. Devletlerin bağımsızlık düşüncelerinin artması, devletler arası silahlanma yarışı ve sömürge arayışının hızlanmasıdır. Savaşı’na neden olan özel sebepler; Almanya ve Fransa arasındaki Alsace-Lorraine bölgesi sorunu ilk sırada gelmektedir. Diğer sebep ise Sanayi İnkılabı ile hammaddeye olan ihtiyacın artması sonucu devletlerin pazar arayışı, sömürgecilik faaliyetlerini hızlandırmıştır. Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya ve Sırbistan yarışa giren devletlerdir. Savaşı’nın görünürdeki sebebi; Avusturya-Macaristan veliahtı olan Franz Ferdinand’ın Saraybosna'yı ziyareti esnasında genç bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesidir. Birinci Dünya Savaşının Sonuçları Savaşı sonrası Asya ve Avrupa’da bulunan ülkelerin bütün düzenleri bozulmuştur. Osmanlı Devleti, Çarlık Rusya ve Avusturya-Macaristan imparatorluğu parçalanmaya başladı, Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan ve Polonya adında yeni ülkeler kurulmuştur. Savaşta yenilen ülkeler çok ağır antlaşmalar imzalamak durumunda bırakılmıştır. Yenilen ülkelerin imzaladığı antlaşmalar şu şekildedir;Almanya Versailles Antlaşması,Avusturya St. Germain Antlaşması,Macaristan Riyanon Antlaşması,Bulgaristan Neully Antlaşması,Osmanlı Devleti Sevr Antlaşması. Osmanlı Devleti çok ağır maddeleri bulunan bu antlaşmayı imzalaması için zorlanmıştır. 20. yy. Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya 6,319 okunma 1914-1918 yılları arasında dünyayı kasıp kavuran ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olan 1. Dünya Savaşının Genel ve Özel Nedenleri Maddeler Halinde toparlamaya çalıştık. 1. Dünya Savaşının Genel ve Özel Sebepleri İçindekiler1 I. Dünya Savaşı 1914-1918 1. Dünya Savaşının Genel 1. Dünya Savaşının Özel Dünya Devletleri Arasındaki Bloklaşmalar I. Dünya Savaşı 1914-1918 1. Dünya Savaşının Genel Nedenleri Fransız İhtilali sonucunda ortaya çıkan düşüncelerin hızla yayılmasıSanayi İnkılabı sonucunda gelişen sanayi, beraberinde hammadde ve Pazar ihtiyacını da ortaya çıkarmıştı. Hammadde ve Pazar ihtiyacı ise sömürgeci devletleri karşı karşıya getirdi. Savaşın ana sebebiAlmanya ve İtalya’nın siyasi birliklerini kurmaları sonucunda Avrupa’nın siyasi dengesinin bozulması. Bloklar arası silahlanma yarışının hızlanması. 1. Dünya Savaşının Özel Nedenleri Almanya ile İngiltere arasında ortaya çıkan siyasi ve ekonomik Uzak Doğu’da sömürgeler elde etmek istemesiFransa’nın Sedan Savaşı sonucunda Almanya’ya kaptırdığı Alses-Loren bölgesini geri almak ele geçirip sıcak denizlere inmek isteyen Rusya’nın Almanya ve Avusturya–Macaristan’ı etkisiz hale getirme Slavları birleştirme Panslavizm politikasının Avusturya-Macaristan’ı etkilemesi Slav-Germen çatışmasıRusya’nın Balkanlara yönelik politikasının Balkanlar üzerinden Orta Doğuya açılmak isteyen Almanya’yı tedirgin etmesi. Siyasi birliğini geç tamamlayan İtalya’nın yeni sömürgeler ele geçirmek ve Akdeniz’de etkili olmak ve kültürel yayılma yarışıHanedanlar arası mücadeleler Avusturya-Macaristan Veliaht’ının Bosna-Hersek ziyareti sırasında öldürülmesi savaşın başlaması için bir kıvılcım olmuştur.Savaşın başlamasını sağlayan olay 1. Dünya Savaşının Kıvılcımı – Avusturya-Macaristan Veliahdına Suikast Dünya Devletleri Arasındaki Bloklaşmalar Üç İmparatorlar Ligi 1872 de Almanya – Rusya – Avusturya arasında kurulan birliktir. Ancak Rusya’nın balkanlarda izlediği Panslavizm Politikasının Avusturyayı olumsuz etkilemesi birliğin kısa ömürlü olmasına neden İttifak 1882 yılında Almanya – Avusturya – İtalya arasında yapılmıştır. 1915 Londra Konferansıyla İtalya birlikten itilaf Devletleri 1907 yılında İngiltere – Fransa – Rusya arasında kurulmuştur. 740’dan sonrası İttifak ve İtilaf devletlerinin kuruluşu Tavsiye Konular 1. Dünya Savaşının Sonuçları Maddeler Halinde 1. Dünya Savaşının Sonuçları Maddeler Halinde sonucunda yıkılan imparatorluklar kurulan ulusal devletler ortaya çıkan rejimler

1 dünya savaşından önce avrupa devletlerinin genel durumu